17 Nisan 2014 Perşembe


  

  ART NOUVEAU VE PETER BEHRENS



     Art Nouveau :  Yeni Sanat anlamına  gelmektedir.  19. yyın sonuyla 20. yyın  başlarında  Avrupa '  yı etkilemiş ve  Osmanlı imparatorluğu’ nda  da uygulanmış  romantik , bireyselci , genellikle bezemeye özgü kaldığı söylenebilecek  bir sanat akımıdır.  20. yy'daki  sanat ortamında akademizm  kalıplarından uzaklaşma , bağımsızlık ve  gruplaşma anlayışları  simgelenmiştir.  Gençlik ve yenileşme kavramlarını getirmiş  herkes için sanat ve her şeyde sanat eğilimlerinin ışığında konut, mobilya, resim , afiş  ve  başka sanat  dallarını  da etkileyerek güzel ve ucuz eserlerin üretilmesini amaçlamıştır.  En belirgin özelliği dekoratif bir  üslüp olmasıdır.Temel özellikleri kavisli  ve çizgisel  desenlerdir. Tasarımcılar,  eserlerinde  sembolik  ve dışavurumcu içerik katmaktan  kaçınarak  çalışmanın dekoratif görüntüsüne yoğunlaşırlar.  Temalarındaki duygusal ve öyküsel  içeriği  bir kenara bırakarak da soyut sanatın yolunu açmaya yardımcı    olmuşlardır. Akım Japon  baskılarından    da  büyük ölçüde etkilenmiştir. Dönemde Gustav Klimt, Henri de Toulouse - Lautrec, Antonio Gaudi gibi isimler ön plana çıkmıştır.


   Art Nouveau , John Ruskin ve William Morris’in düşünceleriyle yaygınlaşan bir ortamda oluştu.William Morris'in Arts and Crafts akımında savunduğu görüşü ele alarak ; 1867′de Londra ’daki uluslararası sergide Japon Pavyonu Avrupa’daki sanatçılar arasında Japon plastik anlayışındaki yalın ritmik ve karmaşık çizgiler yüzeysel renk ve desenleri uygulama isteğini uyandırmış ; bu ortamda mimar Victor Horta’nın Belçika’da Brüksel yakınındaki Uccle’ de yaptığı Tassel Evi ile  Art  - Nouveau ortaya çıkmıştır.Fransa da Style Nouille 
ya da Paris metrosunun girişlerini yapmış olan Henry Guimard,ardından Style Guimard, İspanya’da Modernismo, Almanya’da Jugendstil, İtalya’da Stile Liberty adları ile moda olmuştur. Bu yeni üslup, mimarlık, mobilya,ev, hah, heykel, resim, afiş, grafik gibi birçok sanat dalında uygulama alanı bularak yaklaşık 1920′ lere kadar geçerliliğini korumuştur. 1925′ te Almanya’da kurulan Bauhaus Okulu nun geliştirdiği yapım ilkeleri Art-Nouveau akımının sonu olmuştur. 1875-1890 arası bir araştırma dönemi olarak kabul edilip, 1890-1900 yılları arasında akımı belirleyen yapıların büyük çoğunluğunun gerçekleştirildiği tarihsel akımların geçirsizliğinin kanıtlandığı, sanatlar arası sentezin oluşturulduğu yayılma dönemidir. 1900-1914 arasında ise Art-Nouveau’nun geç dönemde önem kazandığı, eğri çizgilerin üsluplaştığı, çiçek öğelerinin doruk noktasına ulaştığı görülür. 



                                     

                                         Cam ve Işık eserlerinden biri


Vazo :  Marguerite Galle Petit Palais



 Antoni Gaudi nin Casa Batllo isimli 
 mimari eseri 


 Osmanlı Döneminde de görülen Art Nouveau akımı son dönem İstanbul konut mimarlığında geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Öncelikle yurt dışından getirilen eşyalarla başlanıp, 1890-1920 aralarında mimarlık alanında geniş ölçüde uygulanmıştır. Mekan sorunlarına fazla önem verilmemiş, tarzın temel ilkesi olan strüktür ve bezeme ilişkisi üzerinde fazla durulmamış, bezeme görüntüsüne bağlı dış biçimlendirme ağırlıklı olmuştur. 
  İtalyalı mimar Raimondo D’Aronco  1894′te İstanbul’a gelmiş Art-Nouveau’yu Türkiye ile tanıştırmış ve uygulamıştır. Ülkemizdeki 'Serencebey Şeyh Zafir Türbe, Kitaplık ve Çeşmesi, Beyoğlu’nda Botter Apartmanı, Yıldız Sarayı’ndaki Çini Fabrikası,Tarabya’daki İtalyan Sefareti, Kuruçeşme’de bugün yıkılmış olan Nazime Sultan Yalısı' D’Aronco’nun yaptığı bilinen Art – Nouveau üslübunda mimarlık ürünlerindendir. Yıldız Sarayı’ndaki Acem Köşkü, Yeni Köşk, Şale Köşkü, Talimhane Köşkü gibi köşkler de D’Aronco’nun Türkiye’de baş mimar olarak görev yaptığı dönemlerde yapılmıştır. Ülkemizdeki Art-Nouveau tarzında geleneksel gereç ve yöntemler kullanılmış, endüstriye bağlı metal yapı araçlarına başvurulmamıştır. Metal, balkon korkuluklarında bezemeye gereç olarak ele alınmış, lale gibi bitkiler ya da böceklerine benzer biçimlerde kıvrımlar verilmiştir.
Ahşap örneklerse bölgesel olarak çeşitlilik kazanmıştır. Bu akımın ülkemizdeki mimarlığında cephe bezemesi açısından farklı bir üslup geliştirememiştir.


yıldız sarayı büyük mabeyn köşkü

    Beşiktaş ' taki Yıldız Sarayı







Beyoğlu 'nda Botter Apartmanı





PETER BEHRENS 

 

  
  Hamburg da doğdu. Kimi mimarlar gibi O da ressam olarak işe başladı. Dünyanın ilk büyük Alman endüstriyel tasarımcısı ve '' kurumsal kimliğin babası '' sayılır. Endüstride bütünleştirici bir görsel kimlik ve kalite standardına ulaşmanın ancak tasarımla sağlanabileceğini kavrayan dönemin ilerici AEG genel müdürünün 1907 de Behrens i AEG nin görsel kimliğini gerçekleştirmek üzere göreve çağırması,
kariyerinin   dönüm noktası olmuştur.Bu konuda yaptığı çalışmalar ; mimar, endüstri tasarım ve grafik tasarımdır.

 AEG için hazırladığı elektrikli kullanım aletlerinden soba ,saat ve çaydanlık gibi endüstriyel tasarımları, süslemeden uzak sade bir yapıda gerçekleştirilmesi nin nedeni güzelliğin işlevini yaratmasına inanmasıydı. 19. yy da ortaya çıkan bu felsefi tavırına  Die Neue Sachlichkeit (Yeni Nesnelcilik ) adı verilmiştir.Mimari dalda ise ,1909 da tasarladığı cam perde duvarlı türbin fabrikası kompleksi mimarlık tarihinin ilk kilometre taşıdır. Behrens klasik sanatları tüm görsel sanatlar ve tasarım için kaynak bulmak üzere incelemiştir.
  
  Behrens in grafik tasarım konusundaki kurumsal kimlik çalışmaları amblem, logotype, broşür, kataloglar, basın ilanları, afişler ,ambalajlar, kırtasiye malzemeleri ve 'Behrens kursiv yazısı ' gibi tipografik konularıda kapsar. Behrens AEG çalışmasında ünlü bal peteği biçimini, hazırladığı amblemden,harf karakteri ve mekan düzenlemesine kadar,her türlü tasarımda kullanarak , görsel kimlikte bütünlük sağlamıştır.






                   AEG TÜRBİN FABRİKASI (1908 -1909)                                                          





    Peter Behrens in kendi evi için tasarladığı piyano




     
Logo Tasarımları